30 Haziran 2009 Salı

boşlukta sallanan adam- sayfa 1

insan isteklerine ne zaman kavuşursa işte o zaman ayakları yere basmaya başlar. yada ben yalan söylüyorum,hangisine inanmak istediğin sana kalmış,yazmaya başlıyorum evet bu bir gerçek ama asıl gerçek yazdıklarım olmalı. çok yüksek zihin egzersizi değil tabiiki ama insan gerçekleri yazmaya başladığında eminim zorlanır insan ki ben gerçekleri yaşarken zorlanıyorsam,tüm sahteliğiyle gördüğüm herşey,kimin daha akıllı olduğu yada kimin daha az akıllı olduğu bir oyun adına birileri hayat diyor,birileri işkence,başlıkların değiştiği ama ters orantıyla konunun değişmediği baygın klasik edebiyat zırvalıkları gibi,

Sorun şu ki ölçüt bir çok insan için değişmiyor,para, her zaman en iyi dost zannediliyor çokluğuyla ölçülüyor statünün ağırlığı.herkes birbirinden bağımsız karınca sürüsü gibi ona ulaşmaya çalışıyor,kimi zaman rüşvet alan bir devlet çalışanı,kimi zaman bir üst pozisyona geçmek için, modern derebeyliklerde, yüzüne gülüp sevdiğini hissettiği arkadaşının kuyusunu ofis fareleri,sokaktaki insan ,televizyondaki hayaletler,hepsi aslına bakılacak olursa yeterince kazanıyor,kaybettiği noktaysa şımarık çocuklar gibi, sahip olabileceğinden fazlasına hükmetmek isteme dürtüsü,alışkanlığı,hissi,bilinçalı.
tüm acılarının kaynağını besleyen insanlar oluyorlar haliyle,

29 Haziran 2009 Pazartesi

Farklı Gerçeklik

yazmaya başlamak yada başlamamak,sürekli arayış içinde ,kaydı olmayan hayatın,farkına varamamak gibi,başlamak gerekliydi.başlamamaksa tecrübelerle sabitlenmiş,yanlışlar ansiklopedisi.
kuyudaki taş , kimin attığı belli değil,kimin çıkarmak istediği de,

İzleyiciler