12 Ocak 2012 Perşembe

Patlamış mısır

Çok pis yalan olmuşuz gibi hissedersin, bazen rolantide gezerken sokaklarda, tanıdık yüzler çıkar karşına ve kuracak anlamlı bir tek cümlen bile yoktur.artık hiç çalınmayan bir makamda, unutulmaya yüz tutmuş bir şarkı gibidir gördüğün herşey.etraftan yığınla tavsiye, akıl ,nasihat gelir,sanki bilmediğin bir yerde oldukça durağan seyreden bir hikayenin içindesindir bunu bir tek sen bilirsin, geri kalan herkes anlamsız aksiyon dolu hikayelerini yaşayıp dünyayı kurtarmanın verdiği huzurla suratına bakarken.Arada bir öfken kabarır,lodosu tüm ağırlığıyla hisseden boğazın kıyıları gibi olursun,içindeki öfkeyle, hani çok içince kussamda rahatlasam tribi vardır ya onun gibi bişey ama rahatlamak ne mümkün.O kadar sıkıcı olursun ki zaman zaman okuduğun kitapları tekrardan alır eline okumaya başlarsın.zaman sonsuzluğun alfabesidir gibi anlamsız genellemelere takılır aklın,saatlerce düşünürsün çünkü kalmamıştır yapacak birşeylerin.yapacak birşeylerin olsa bile yapmak gelmez içinden, bazende o kadar dolu dolu olursun ki  o ilk cümleyi kursan gerisi sular seller gibi gelir ama o ilk kelimeyi bulamazsın ,patrondan zam isteyen adam heykeli gibi oluverirsin.güzel bir kız görürsün karşıdan karşıya geçerken ama sadece görürsün bilirsin bu sehirde kızların yanında olmakla herhangi bir avrupa ülkesine gitmek için alınan vizelerin aynı prosedürleri içerdiğini.kalemler silgiler ve kalemtraşlar edinirsin bir masan olur bir telefonun arada bir anlamsız güncellemeler yaptığın facebook hesabın,youtube den video izlersin vs.kısacası yeraltındasındır tüm varlığınla çünkü korkutur seni yeryüzü.nedenini bilmediğin başarısızlıkları yüklerler sırtına ve beklerler yürümeni her adımda arkanda hissedersin, o dünyanın tek bir kez tökezlediğinde üzerine yıkılacağını bilirsin.en büyük düşman tahmin edemeyeceğin bir anda, ne kadar silahı varsa, hepsiyle üzerine saldıracakmışcasına şartlarsın kendini, sonucu yalnızlık olan bir yolculuğa çıktığını bilmeden.bilmeden o kadar çok şey yaparız ki bilemezsin.birkaç bira içip ülkeyi kurtardığın sohbetlerin geride kaldığını anlamalısındır belki .belki aşk yok diye ağlamak yerine aşk var diye gülmeli en okkalı küfürleri savurabilmelisin otariteye.yada biraz güneş ışığı görmeli gözlerin sokaktan patlamış mısır alıp koca şehri bir film platosunun içinde hemde tam ortasında elinde patlamış mısırlar eşliğinde seyretmelisin.bir yerde garip olan tek şeyin etrafında uçuşan dünya olduğunu farkediyorsun ve birden değişiveriyor algın.

İzleyiciler