1 Ekim 2011 Cumartesi

istediğin yere virgülü koy ve öyle oku yoksa anlamazsın

bazı kadınlar ve erkekler hayvanlar yada gökyüzü bir şiirin anatomisi yada kurgusu yanlış insanlar ardı kesilmeyen istekler birbirinden bağımsız düşüncelerde yalnızlık deprem artçı sarsıntı kimsesiz hayvanlar insanların çöplerini toplayan kamyon belki herşey çok manasız sen ben biz yada geri kalan herşey herkesin elinde bir çanta kırmızı ruj sürünce daha güzel olan bir kadın elinde arabanın anahtarı sonrası yada öncesinde bolca alkol sanki ölmüşüz virgül yok cümlelerde ve hakim değil dilbilgisi bu coğrafyada her gün bir önceki günde kalmış bir ayyaşın hikayesine sonradan eklenen zulüm bir fahişe bedeni artık satılmayacak kadar eski anti emperyalist gibi görünen popüler yavşaklar şehri istanbul lümpen de var ama nerde bilmediğin kelimeleri yazsaydın bilmek için elinde liste olurdu belki diyen bir meczubun hikayesinde ardı sıra savrulan kuralsız bir cümle kurmak istedim sadece.elimde değil mana aramak sadece sıralamak ve araya virgül yada soru işareti koymadan yazmak ki yazmak gerektiğinde yazan bir adamsam ve en mutlu olduğum ansa bu ben bu zaman içinde devinen bir ruh oluyorum belki farkına varılmaması için yoğun çaba sarfettiğim yalanlarımda yok değil bir çok cümlemde sadece nokta kullanmak isteyişimin sebebi bu olabilir.sadece nokta ve parağrafın anlamsızlığını anladığımdan beri öğrenmeye çalıştığım gereksiz hikayelerin tümünde yansıyan ruh hali.şuçlamak ne kadar saçmaysa geçmişi,düşünmek de o kadar aptalca geleceği. öğle yemeğinde diyet yapıp bir kalem ve kağıdı çiftleştiriyorsam bu benim hayata olan bakış açım olmalı ki benim için bu doğru.kimse bilmesin yada biliyormuş gibi yapsın farketmiyor.nötr bir karakteri oynuyorsam zamanın bu diliminde çelişkilerim savuruyorsa beni bu kıyılara anlamıyor demektir anlamasını istediklerim.her parmak kaldırdığımda doğru cevabı söylemek için hayat bana söz hakkı  vermiyorsa kaybeden elbette ben değilim ama bir başka soruya gelince doğru cevabı bilsem bile içimde bunu söyleyecek güç bulamayışım kadere işaret edebilir diyenler olsada ben bu kadar yavşak olamam.umrumda da olmaz ne kadar önemliyse çift olmak bazen bazen yalnız olmak da o kadar önemlidir. fazla bir şey yok yine buralarda aynı oyunu yüzlerce kez oynayan tiyatro sanatcıkları gibi kendimizi sadece bir halt zannediyoruz o kadar sonuçta bir fahişe olsaydın yanı başımda suratın dışında bakacak bir yer bulamazdım dünya ama yine de suç bende sende değil.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler